Dağılmakta olan bir imparatorluğun küllerinden genç bir cumhuriyet yaratmak kolay olmadı. 101 yıl önce Türkiye Millet Meclisi’nde temeli atılan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar her yaştan insanın verdiği mücadeleye tanıklık ediyorlardı.
Büyükler cepheye giderken, çocuklar haberleşmek için ulak olmaya gönüllü oluyordu. Kadınlar, erkekler, hep beraber zorlu bir mücadele girişmiş, özgürlüklerini kazanmak için hayatları pahasına çalışmaya başlamışlardı.
Bu uğurda savaşanlar arasında küçük çocuklar da vardı. Kurtuluş Savaşı’nın çocuk kahramanlarından Etlioğlu Ahmet Duran, milli mücadelenin ardından Ankara’ya davet edilmiş, madalyasını Atatürk takmıştı.
Yine 1920’de Ankara’ya giden küçük bir birliğin içine de 7 yaşında bir çocuk sızmıştı. Birliğe habersizce girmiş, varlığı anlaşılınca büyüklerine Geyve Boğazı’nda gerçekleştirilen çatışmalarda erzak yardımı sağlamıştı. Edip Somunoğlu isimli bu çocuk sonrasında 1955-1960 yılları arasında Erzurum Belediye Başkanı oldu.
Milli mücadelenin bitiminde yeni kurulan cumhuriyetin de umudu gençlerde, çocuklardaydı:
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Cumhuriyet yaşlar arasındaki sınırı kaldırır, her kesimi kucaklarken, Atatürk de emanetini çocuklara bıraktır:
“Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eser (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.”
Her yaştan insanın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarız.
|
© 2022 - heryasta.org, Her Yaşta, AgeSA’nın sosyal sorumluluk projesidir.
